DomatesinTarihine Kısa Bir Bakış


DOMATESİN TARİHİNE KISA BİR BAKIŞ

Domatesin Tarihi

Domates Hakkında Her Şey

Osmanlı Mutfağına Girişi

img01508-20140630-1718-300x224

  Domatesin Osmanlı mutfağına girişi ne zaman. Domates ilk hangi yüzyılda ,hangi kıtada bulundu. Yaygın kullanımı ne zaman. Bu soruların cevabı bu makalede.

Domates, Patlıcangiller ailesinden namı diğer Solanum Iycopersicum…
Anavatanı Güney ve Orta Amerika olan bir meyvedir. Hadi bakalım itiraz edin meyve değil, sebzedir diye. Elimde mahkeme kararı var. Amerikan Mahkemesi 1893 yılında aldığı bir kararla domates meyvedir demiş. Sınıflandırmasını böyle yapmış, bilginiz olsun.

Şimdi bir soru: Fatih Sultan Mehmet domates yemiş midir?
Cevap: Ne Fatih Sultan Mehmet , ne de ondan öncekiler domates, biber ve patates yememişlerdir. Neden mi?
Çünkü bu sebzelerin anavatanı Amerika Kıtası’dır ve kıta 1492’lerde de keşfedildiği için tanışma fırsatları olmamıştır .img02643-20140815-1350

Domatese ilk olarak M.S 700’lerde Bolivya ve Peru da rastlanmış. Bu ilk türler yabani olduğu için sarı ve küçükmüş.

Aztekler ve İnkaların da domates ile tanıştıkları biliniyor. Azteklerin Tomoti, Avrupanın Tomato dediği bu meyve(!) bazı yörelerimizde da domat diye tabir edilir. Yapılan arkeolojik incelemelerden Mayaların da domatesle tanıştıkları anlaşılıyor. Tabii doğadan yabani olarak topladıkları kadarı ile.

Kristof Klomb’un Amerika’yı keşfinden sonra, gemiler ile Avrupa’ya gönderilen domatesler, zehirli olduğuna inanıldığı için yenilmemiş. Çünkü, zengin insanların kullandığı, yüksek kurşun içeriğine sahip kalaylı kaplarda yenilen ve asidi yüksek bir besin olan domates, kurşun zehirlenmesine neden oluyormuş. Oysa yoksul halk için bir sorun yokmuş; onlar tahtadan yapılmış tabaklar kullandığı için domatesi zehirlenmeden bol bol tüketmişler.
1500’lü yıllarda domatesin zehirsiz olduğu kesin olarak anlaşılmış, önceleri kızartıp yemeyi, daha sonra pişirerek yemeyi denemişler.

Önce sarı domates varmış. Ardından yeşil domatesle tanışmış insanlar. Ama onlar da kiraz domates dediğimiz küçük domateslermiş. Elbette yabani, daha ekimi yok o yıllarda.
1700’lü yıllarda İtalyan bir aşçının çiğ olarak salatada kullanması ile geniş, yaygın bir kullanım alanına sahip olmuş domates. Ve hızla yayılarak tanınmaya başlamış.

Osmanlı Mutfağında daha çok et yemekleri ve kuru baklagiller tüketiliyor, meyve ve bitkiler ise tatlandırmak amacıyla kullanılıyormuş. Bu mutfağının domates ile tanışması ise ancak 18. yüzyılda olmuş. Anadolu’ya gelen ilk domateslerin yeşil ve küçük domates olduğu söyleniyor. Zeytinyağlı dolması ve yemeği yapılmış. Kırmızı domatesler ise çöpe gidermiş çürük olduğu için!

Domates Orta Asyalı tüccarların da ilgisiyle dünya üzerinde yayılmasını sürdürmüş. Asyalı toplumlar domatesi kurutarak baharat olarak kulanmışlar önce. Daha sonra kırmızı domatesler de yemeklerde kullanılmaya başlanmış. Yemekleri renklendirdiği keşfedilmiş, derken bir tarım bitkisi olarak ekilmeye başlanması çok da eski değil. 1847 yılında başlanmış üretim için ekilmeye. 1890 yılında el yapımı konserveler hazırlanmaya başlamış. 1920 yılında ilk domates suyu yapılmış.

Dünyada en çok domates üreten ülkelerin başında Amerika, Çin ve Türkiye geliyor.
İtalyanların Sarı Elma, Fransızların ise Aşk Elması dediği ve kırmızı renginden dolayı bir zamanlar aşıkların birbirine hediye olarak verdiği domatesin aynı zamanda bir şifa kaynağı olarak kabul edildiği biliniyor. Şimdi biraz da bu faydalardan bahsedelim:

Isı ile işlem görmüş domatesin daha çok likopen içerdiğini biliyormusunuz? Yani dokulara renk veren madde . Aynı şey kırmızı biber içinde geçerli.
Likopen sebze ve meyvelerde doğal olarak bulunan ama insan vucudunun üretmediği bir madde. Yani domates ürünleri boş yere halk arasında her şeyi ile kullanılmıyor. Domates suları, konserveler, salçalar hepsi çok değerli likopen kaynakları.

Domatesin A vitamini, C vitamini, B vitamini, potasyum ve antioksidan madde içerdiği, Prostat kanserine, gut hastalığına ve romatizmaya iyi geldiği, rahim ve göğüs kanserini önleyici etkisinin olduğu, bağışıklık sistemini güçlendirdiği, cildi koruduğu ve yaşlanmayı geciktirdiği, böbrek taşlarının düşmesini kolaylaştırdığı, idrar söktürücü ve vucuttaki üreyi azaltıcı etkisi olduğu, B vitamini içerdiği için sinir sistemini güçlendirdiği, içerdiği C vitamini nedeni ile soğuk algınlığına karşı iyi geldiği bilinmektedir.

Zaten yıllar önce Dallas dizisinin sevgili kahramanı J.C Ewing yani Ceyar’ın kahvaltı da domates suyu içtiğini gördüğümüzde, vardır bu domatesin bir hikmeti demiştir insanlar. Yoksa niye içsin o kadar güzel şey varken kahvaltıda domates suyunu.

İlginç bir hikaye de -ben hikaye demek istiyorum, gerçek olabileceğini düşünemiyorum¬- 2012 haziran tarihli bir haberden. Mısır Halk İslam Birliği kendi Facebook sayfalarından yaptıkları açıklamada; domates yemek haramdır, çünkü domates Hrıstiyandır demiş. Neden mi? Çünkü domates kesildiği zaman ortasında haç işaretine benzer bir şekil çıkıyormuş. Gelen tepkiler üzerine de, biz size yemeyin demedik ortasında haç işareti çıkmayacak şekilde kesin dedik, demişler.

Domates hakkında yaptığımız kısa yolculuğumuz burada sona erdi.

Hepinize bol domatesli ve sağlıklı günler dilerim…

Hoşçakalın.

 

Kaynak:http://www.harranova.com/domTar.

Kaynak:http://www.tomato.cages.com
Kaynak:rahnansaika/27 temmuz 2012/kültür,mutfak
Kaynak:Metin Üskes blog.milliyet.com.tr

Kaynak.Ruhan Odabaş,Özgür Kocaeli Gazetesi 10 Şubat 2012

Oda Tv .com 23.06.2012
ÜSKES
http://blog.milliyet.com.tr/meth

1 yorum

  1. Reading your site is pure pleasure for me, it deserves to go viral, you need some initial traffic only.
    If you want to know how to get it search for: blackhatworren’s strategies

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.