Termossos Antik Kenti Ziyaretim
Antalya’da Gezilecek Tarihi Kentler
Merhaba Sevgili Arkadaşlar
Antalya’ya geldiğinizde ziyaret etmenizi önereceğim bir yer Termossos Antik Kenti.
Ama yazın sıcaklarında pek keyifli bir gezi olmayacağını şimdiden söyleyebilirim. Antalya sıcaklarında kayalık yoldan, rampa çıkışı inanın tercih etmezsiniz.
Sonbaharda, ilkbaharda, yağışlı olmayan kış aylarında ziyaret etmelisiniz.
Kayalık, düzenli olmayan, bana göre birazcık zorlu bir yoldan yürüyerek antik kente ulaşabiliyorsunuz.
Öyle parmak arası terliklerle, ince bez ayakkabılarla bence gelmeyin.
Daha önce gitmiştim ama tekrar gezmek, görmek istedim. Vaktim olsa tekrar gitmek isterim. O kadar güzel bir yer.
Antalya Kepez merkezde Lyrbrotonkom Antik kentine gitmiştim. Termossos kentinin zeytin, zeytinyağı ihtiyacını karşıladığını ve zeytinyağı üretimiyle elde ettiği gelirle, aynı zamanda Termososu finanse ettiğini öğrenmiştim.
Bu nedenle tekrar aklıma geldi Termosos Kenti. Zaten 2 saat ayırsanız da gezmek için yeterli olmuyor bu süre.
İnternette açılış, kapanış saatleri sizi yanıltmasın.
Şimdi pandemi nedeniyle saatler değişmiş. Ayrıca bilet alıp kapıdan geçtikten sonra 30 km araba ile dağa doğru dar bir asfalt yoldan gidiyorsunuz.
Sonra arabaları park edip Antik kente ulaşmak için yürüyerek rampa yukarı çıkıyorsunuz.
Sizden saat 16.00’da aşağıda olmanız isteniyor. Gezecek yerlerde çok.
Yani geniş bir zaman aralığını tercih edin. En geç saat 13.00 te orada olun ki rahat rahat gezebilin.
Antik Kente çıkmadan, aşağıda oturup termosunuzla kahve çay getirdiyseniz içebilirsiniz.
Getirdiğiniz sandviçlerinizi yiyebilirsiniz.
Ayrıca ana kapıdan bilet alıp geçtiğinizde hiç yukarı çıkmadan ağaçlar arasında masalarda oturup piknik yapabilirsiniz. Tabii ki yazmama bile gerek yok ama yine de hatırlatayım. Mangal yakmak yasak.
Termossos Antik Kenti Gezimden Aklımda Kalanlar
İnternette zaten hakkında yazılmış çok ayrıntılı tarihi bilgilere rastlayabilirsiniz. Ben sadece geziden aklımda kalanlara yer vermek istiyorum.
Antalya Otogardan Korkuteli arabalarına bindiğiniz zaman, Termossos dediğinizde yol kenarında sizi indiriyorlar. Ama yürüyüş mesafenizi hesaba katmalısınız. Çünkü ana kapıdan 30 km araba ile rampa çıkıyorsunuz. Arabasız gitmeyi tercih edenlere ön bilgi olarak bunu hatırlatmak isterim.
Kente giriş kapısı tabelasıyla antik kente giriş yapıyorsunuz.
Taş işçiliği büyüledi eşimle beni.
Öyle kayalık dağlık bir alanda yapılan taş işçiliği görmeye değer.
Hamamlar tabelasından girdiğiniz, ilerlediğiniz yolda göreceğiniz bu tek kapıya bayıldım. Varlığını korumak için direniyor kesinlikle. Arkasında muhtemelen koca bir alan, çarşı vardı ama sadece kapı dimdik ayakta kalmış. Zamana meydan okumaya devam ediyor.
Belki de iki katlı bir alandı. Çünkü başınızı çevirip geriye baktığınızda, kapının birkaç metre altında kemerleri görüyorsunuz. Kapı ikinci katta gibi görünüyor.
Kimler geldi kimler geçti bu kapıdan. Misafiri olmak çok güzeldi.
Tiyatro alanını görmeye gitmeden bir kuşbakışı manzara seyretmeyi unutmayın. Sağım salım yeşillik, ağaçlar, kayalıklar dolu.
Mola vermeyi sevdiğimiz bir yer burası.
Tabelalar yetersiz. Biraz daha açıklayıcı bilgiler olması güzel olurdu.
Adaçayı dolu her yer mis gibi kokuyor. Defne ağaçları da öyle. Frenk yemişlerine benzeyen kırmızı meyveler gördüm. Ama sadece tahmin benimki.
Zaten tabelada endemik çiçeklerle ilgili bilgileri göreceksiniz.
Yerlerde sayısız meşe palamudu tohumları var. Bu kadar çok meşe palamudu bir arada görmemiştim.
Sarnıçları ve su kemerleri görülmeye değer.
Tiyatro kartal yuvası gibi. Arka tarafı uçurum. Kesinlikle görülmeye değer.
Geziyi bitirdiğimizde, arabaları park ettiğimiz yerde, yanımızda getirdiğimiz kahve ile kahve molası vermenin çok keyifli olduğunu söylemeliyim.
Şimdilik Termessos Antik Kenti hakkında söyleyeceklerim bunlar arkadaşlar.
Başka blog yazılarımda buluşmak dileği ile hoşçakalın.
Bir yanıt bırakın